BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? *Saatte 1000km Hiz yapan Bir jet ile; AY'a 17 Gunde Venüs'e 4,5 Yilda Mars'a 6 Yil 9 ayda Merkür'e 10 Yilda Jüpiter'e 76 Yilda Satürn'e 152 Yilda Uranüs'e 425 Yilda Neptün'e 675 Yilda Plüton'a 700 Yilda Ancak Gidile Biliyor Oldukca ilginç Degil mi? Aklinda diyer Gezegenlere Neden astronot Gitmiyor Diye Bisoru Varsa Gecerli Bir aciklama Olabilir Dierlerini Gecelim! *Nötron Yildizlarinin Kütlesi olesine Yogundurki bir Cay Kasiginin Hacmi Kadar Yani yaklasik 2kup Sekerin Hacmindeki Nötron Yildizi MİLYARLARCA TON Gelebilir Gelelim Güneşe ! *Günesteki Muazzam Enerji 386milyar Kere milyar Megawattir ki, Bu deger Nükleer Füsyon olarak Bilinen Termonükleer Reaksiyonlar Sonucunda Her Saniye 564 Milyon TON Hidrojenin 560 Milyon Ton Helyüma Donusmesi ile aciga Cikar Geldik Uranyuma ! *1kg Uranyum'un Enerjisi ile 100w bir ampulu 27400Yıl Yakabiliriz Geldik Hidrojene ! *Yogunlugu En Kuçuk olarak Bilinin Madde Donmus Hidrojendir (0,076gr/cm3) Peki Deniz Suyundan Butun elementlerin elde edile Bildigini Biliyoormuydunuz ! *1kg Altin elde etmek için 200Milyon metre Kup su aritilmali *1kg Magnezyum icin 795LT su aritilmali *1kg İyot icin 16milyon Metre kup su aritilmali Kar Yaginca Havanin isindigini Biliyoruz Buyrun Bilimsel Aciklamasi *1Ton Buz veya 1Ton Kar yagmis olsun bunun havaya verecegi isi 80Milyon kaloridir.Buda 10 kg Kömürün Yakilmasiyla elde ediler isiya Esit Gelelim Beynimizin Kafatasinda Nasil Korunduguna *Beyin kafatasinda 150cm3 sivi icerisinde Paskal prensibi(Su Cenderesi) ile korunur Klorofilin Formulunu Merak edenler Buyrun *C55 H72 05 N4 MG Gelelim Yapraklara *1 m2 Yaprak 1saatte 2gr Şeker uretir Geldik Dunyaya *Dunya uzaydan Bir gectigi noktadan Bir daha Gecmemektedir *Dunya son 1200 Yilin en sicak yilini 1998 Yilinda Gecirdi *Dunya Gunes Etrafinda saniyede 29.8km Hizla Donmektedir SU ÜZERİNDE GİDEN ARABA 200km maksimum hız yapabilen, 100km hıza 5.9 saniyede çıkan, yaratıcısı İsviçreli dâhi Frank M. Rinderknecht olan bu araba sadece bir düğme ile arabadan tekneye dönüşebiliyor. bu sayede de su üstünde yolculuk yapma imkanı sunuyor. JAPONLAR SUYA YAZI YAZDI Yine Japonlar iş başında.. Akishima Laboratories'de suyun üzerine yazı yazabilmek için bir alet geliştirmişler. Dalga yaratmak için 50 adet parça içeren bu alet aynı anda yaratılan dalgaların üstüste binen oluşumları sayesinde su üstünde harf ya da resim oluşturabiliyor. Tabii ki bunun için güçlü bir bilgisayar Bessel Fonksyionlarını kullanarak bir sürü hesap kitap yapıyor. Alet aynı görüntüyü üç saniyede bir oluşturabiliyormuş. BEYNİNİZİN YÜZDE KAÇINI KULLANIYORSUNUZ? Beynimiz yaklaşık 10-12 milyar arası nöron (sinir hücresi) içerir. Ancak bilindiği üzere beynimizin çok düşük bir yüzdesini kullanırız. Bunun nedeni aslında sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmalarıdır. Eğer sini hücresine sentrozom ya da sentrozomun görevini görebilecek enzim nakledilirse kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini kazanabilirler mi? Eğer bu mümkünse, beynimizin daha fazla bölümünü kullanabilir miyiz? Beynimizin Yalnızca % 10’unu Kullandığımız Söylencesi Öncelikle sorunuzun başında belirttiğiniz varsayıma göz atalım isterseniz: “Beynimizin çok düşük bir yüzdesini kullanırız.” Yaklaşık bir asır önce ortaya atılan bu iddianın kaynağı bazı bilim insanlarının söylem ve bulgularının yanlış yorumlanıp çarpıtılmasına dayanıyor. Bugün, sinir bilim ve beyin görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler öyle gösteriyor ki, beynimizdeki tüm sinirler çeşitli eylemler sırasında aktive oluyor. Daha açık bir deyişle, kullanmadığımız herhangi bir sinir ağı bulunmuyor. Konuyla ilgili bir başka yaklaşımsa sinir hücrelerinin herhangi bir uyarıcı almadıklarında dejenere olarak işlevselliklerini kaybediyor olma özellikleri. Örneğin, görsel sistem. Gelişmenin erken dönemlerinde göz sinirleri yeterli uyarıcıya maruz bırakılmadıklarında görme yetisi kayboluyor. Benzer şekilde, eğer ki beynimizde kullanılmayan sinir ağları bulunsaydı, işlevselliklerini kaybetmiş olmalarını beklememiz gerekirdi. Fizyolojik kanıtlar bir yana, iddia evrimle de uyuşmuyor. Aktif olmayan, hayatta kalma mücadelemize katılmayan sinir ağları içeren büyük bir beyin evrimsel gelişimle de bağdaşmıyor. ANCAK Olgun haldeki sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmaları gibi bir durum söz konusu. Bu nedenle de, herhangi bir darbe ya da yaşlanma sonucu kaybedilen sinirler beyin kapasitesini doğal olarak olumsuz yönde etkiliyor. Beyindeki Sinir Hücreleri Gerçekten de Kendilerini Yenileme Yetisinden Yoksun mu? Beyindeki sinir hücrelerinin kendilerini yenileyebilme yetisinden yoksun olduklarını gösteren çalışmaların öncüsü 1960’larda yaptığı çalışmalarla ismini duyuran bir sinir bilimci: Dr. Pasko Rakic. Nitekim felç ya da diğer beyin zedelenmelerinde hastaların kaybettikleri konuşma ve yürüme gibi yetileri daha sonradan tekrar edinememeleri de bu bulguları destekler nitelikte. Ancak başlangıcı 1965 yılında sıçanlar üzerinde yapılan deneylere dayanan ve son yıllarda hız kazanan bir takım çalışmalar, beyindeki bazı bölgelerde sinir hücrelerinin yenilenebildiğini gösteriyor. Özellikle de belleksel işlevleri olan hippokampüs bölgesi ile makaklar üzerinde çalışılan üst düzey bilişsel işlemlerden sorumlu ve evrimsel gelişimde son sırada yer alan düşünme, koklama ve duyma ile ilişkili korteks bölgelerinin kök hücreler sayesinde sinirsel yönden yenilenebildikleri bulgular arasında. Ancak bilim insanları, bu çalışma sonuçlarının Alzheimer ya da Parkinson gibi sinir hücreleri kaybı içeren bir takım hastalıkların tedavisinde kullanılabilmesi için klinik ve uygulamaya yönelik daha çok çalışma yapılması gerektiğini söylüyorlar. Gelelim Sentrozomlarla Sinir Hücreleri Arasındaki İlişkiye... Sinir hücresinin başka bir hücre üretme olasılığının kalmadığı gelişim aşamasında sentrozoma rastlanmıyor. Her ne kadar bazı araştırmacılar, yaralanmaların olduğu birtakım yetişkin beyni bölgelerinde sentrozoma rastlamış olduklarını rapor etmişlerse de sonraki araştırmalar bu bulguları pek de kanıtlar nitelikte değil. Sinir hücreleri, gelişim dönemleri içerisinde özelleştikçe, çoğalma yetilerini de kaybediyorlar. Bölünme yetisinin yitiminin, meydana gelebilecek bölünmelerin, mevcut sinaps ağlarının da bozulmasına yol açabileceğinden evrilmiş olabileceği düşünülüyor. Sinir Hücrelerinde Sentrozom Görevi Görebilecek Bir Yapı Oluşturulursa, Kendilerini Yenileyebilme Özelliğini Edinebilirler mi? Eğer ki sinir hücrelerine böyle bir müdahalede bulunacak olursak, tekrar bölünebilme özelliği kazanacaklardır. Ancak uzmanlar, bu yöntemin tıp uygulamalarında niçin kullanılamayacağına dair iki önemli noktaya işaret ediyorlar: 1.) Eğer ki, sentrozom yapısını kaybetmiş bir hücrede bu yapıyı tekrar oluşturursak, hücre kontrolsüzce çoğalmaya başlıyor. Tıpkı kanser hücreleri gibi. Bu nedenle de bu uygulama, tümör oluşumlarına yol açıyor. 2.) Eğer ki, sentrozom yapısı yalnızca embriyonal dönemde korunan hücrelerde (örneğin, sinir hücreleri) bu yapı müdahale ile sürekli hale getirilirse, hücreler özelleşme durumu göstermiyorlar. Çünkü hücrelerdeki özelleşme, sentrozom yapısının kaybından sonra gerçekleşiyor.